29 Kasım 2013 Cuma

“SİYASİ MARKA” OLMUŞ BİR LİDER, GEÇMİŞİ ÖRNEK ALABİLİR…


“SİYASİ MARKA” OLMUŞ BİR LİDER, GEÇMİŞİ ÖRNEK ALABİLİR…

Cihan Padişahı Kanuni Sultan Süleyman, bir gün kıtalara yayılan Osmanlı’nın akıbetini hayâl eder ; “OSMANLI inişe geçer mi?” diye derin derin düşünmeye başlar. Bu gibi soruları meşhur âlim Yahya Efendi’ye sorduğundan, güzel bir hatla yazdığı mektubu keşfine inandığı Yahya Efendi’ye gönderir :
“Sen ilahî sırlara vâkıfsın. Kerem eyle de bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın âkıbeti nasıl olur? Bir gün olur da izmihlâle uğrar mı?” şeklinde mektubunu gönderir. Güzel bir hatla yazılmış mektubu okuyan Yahyâ Efendi’nin cevabı çok kısa, bir bakıma içinden çıkılmaz bir hâl alır:
“Ne’me lâzım be Sultânım!”
Topkapı Sarayı’nda bu cevabı hayretle okuyan Sultân, bir mânâ veremez. Yahyâ Efendi gibi bir zâtın böylesine basit bir cevapla işi geçiştireceğini pek düşünmez. Söylenmeye başlar:
“Acaba bilmediğimiz bir anlam mı vardır bu cevapta?”
Nihayet kalkar, Yahyâ Efendi’nin Beşiktaş’taki dergâhına gelir. Sitem dolu sorusunu tekrar sorar:
“Ağabey ne olur mektubuma cevap ver. Bizi geçiştirme, soruyu ciddiye al!”
“Sultanım sizin sorunuzu ciddiye almamak mümkün mü? Ben sorunuzun üzerine iyice düşündüm ve kanaatimi de açıkça arz ettim.”
“İyi ama bu cevaptan bir şey anlamadım. Sadece “neme lâzım be Sultanım!” demişsiniz. Sanki “Beni böyle işlere karıştırma” der gibi bir anlam çıkarıyorum.”
“Sultanım! Bir devlette zulüm yayılsa, haksızlık yaygınlaşıyor olsa, işitenler de “ne’me lâzım” deyip uzaklaşsalar, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yese, bilenler bunu söylemeyip sussa.  Ayrıca fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin, feryadı göklere çıksa da bunu da taşlardan başkası işitmese, işte o zaman devletin sonu görünür. Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır, halkın itimat ve hürmeti sarsılır. Asayişe itaat hissi gider, halkta hürmet duygusu yok olur. Çöküş ve izmihlâl de böylece mukadder hâle gelir...”
Bunları dinlerken ağlamaya başlayan Kanuni Sultan Süleyman, söyleneni başını sallayarak tasdik eder, sonra da kendisini böyle ikaz eden bir âlime memleketinin sahip olduğu için Allah’a şükreder. Yahya Efendi'ye ise bu tür tembihlerini mutlaka söylemesi gerektiğini anlatır. ( İlgili mektup, Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.)
Tarihte padişahlar ve günümüzde siyasi liderler; bugüne kadar “ne’me lazım” diyen halkın çaresizliğini anlamamıştır. Ayrıca “ne’me lazım” kültürünün çaresizlik ötesinde bir ülkeyi karanlığa sürükleyecek bir zafiyet olduğunu da halk anlamamıştır. Ancak unutulan detay, olayın nesnel taraflarından olan “mutlak gerçekler” meselesidir ve gerçeklerin bir gün su yüzüne çıkmak gibi kötü bir niyeti vardır.
 
Devlet otoritesinin baskı rejimlerinin elinde olduğu dönemlerde bile şehirlerde savaşı çağrıştıran görüntüler günümüzdeki kadar dikkat çekmemiştir. Bunun sebebi olayların gerçekleştiği büyük resme bakmak ama gerçeği görememektir. Geçmişte mezhep ayrımcılığını körüklemek amacıyla yapılan hatalar taklit yoluyla tekrar icra edilmek istenmektedir. Ayrıntılar arasında en çok dikkat çeken de; yasal olmayan katliam amaçlı bu kışkırtıcıların varlığıdır. Devletin kolluk kuvvetlerini halkın üzerine gönderen bu çağdışı zihniyet, günümüzün en büyük sahne provasını yapmıştır. 
 
Aslında “marka kişiliği” iyi konumlandırılmış bir lider, vatandaşını çevre konulu masum bir eylemden dolayı kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya getirmeyeceğini iyi bilmelidir. Daha da önemlisi vatandaşının bu duyarlılığını takdir etmelidir. Aksi takdirde yaşanılan bir dizi haksız olay ve talihsiz açıklama bugün olduğu gibi ekonomiden sosyal hayata kadar büyük zararlara sebep olabilir. Devlet liderlerine meşru hak olarak verilmiş görevlerin halkı tehdit edici unsurlar taşıması ve olumsuz değerlendirilmesi kolektif düşünceyi daha fazla taraftarla güçlü bir karşı tepkiye ulaştırır. Bu karar “marka kişiliği” olarak ulaşılan noktada sağduyulu davranışa yönelimi engelliyorsa ve olaylara katı tutumla yaklaşım devam ediyorsa; siyasi liderin “marka kişiliği” onarılamaz tepki alabilir. 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder